31 Ara 2009

Orman Kızı Bindi! Babasının Kızı


Timsah Kralı Steve Irwin vardı bir zamanlar. Hep “bu adamın ölümü timsahların elinden olacak” derdik. Kafasını bulduğu bütün timsahların ağzına sokarak bak bak civciv çıkacak diyenlere suratında kocaman bir sırıtıkla poz verirdi çünkü. Ama bilen bilir ölümü ironik oldu. Bir vatozun göğsünden sokması sonucunda öldü. Neyse konu aslında Steve nasıl öldü dedil . O yüzden fazla uzatmayacağım.

Geçen gün, geçen gün dediysem 1 ay olmuştur. Bizim küçük insanla oturmuş çizgi film seyrediyoruz. Biri bitiyor diğerini açıyoruz falan. Normalde anne babasının verdiği iznin üstüne biraz da teyze torbili koyduk. Bu da bize 1 film hakkı daha verdi. Kanallar arasında dolaşıp yaşına uygun bi şeyler bulabilme telaşıyla bir oraya bir buraya savruluyoruz. Benim tarafımdan uygunluğu kabul gören her kanal için onun da fikri alınıyor. O da “bu oluy, bu olmaz, bu sıkıcı, bunu seyrettim, bu kız fiymi” gibi yorumlarla sabrımın sınırılarını zorlamaya devam ediyor.

Tam o sırada bir kanal bulduk. “Tamam tamam bu kalsın. Bu Orman Kızı Bindi “ dedi bi anda. Öyle bir bahsediyor ki Bindi’den ( Bindi The Jungle Girl)  sanırsın kırk yıllık kankası. Yedikleri içtikleri ayrı gitmez. İşte böylece tanışmış oldum Bindi ile. İzlemeye başladık. Bindi bir karede elinde mikrofon dans ediyor. Bir karede Pop Star yarışmasını taklit ediyor ekip arkadaşları ile ve jüri olmuş. Diğer karede bir elinde kertenkele tutuyor diğer elinde adını bile bilmediğim bir sürüngen. Sonra bakıyorsun 10 tane renkli renkli yılan dolaşıyor üstünde, bu minicik kız da kikir kikir gülerek programı sunuyor. Minicik demişken bu kız olsa olsa 9-10 yaşında falan. Ben o yılanları gördükçe vücudumdaki bütün kasları tek tek hissediyorum. Selam ediyorlar bana içerlerden bi yerlerden. Tam oh geçti gitti yılanlı sahne derken bu sefer Bindi Hanım yanında 3-4 yaşlarında dünyalar tatlısı kardeşi ve annesi ile beliriveriyor ekranda. Bu sefer de annenin elinde bilmem artık kaç tane yılan. “Aman da aman ne kadar sevimli , gel gel kızım , sen de gel oğlum al bak eline yılan kardeşi, bak ne de şeker tıslıyor” diyerek yılanları minicik veletlerin eline, koluna, kafasına koyuyor.

 Bunlar da gülerek hayvanlarla oynamaya devam ediyor. Yanımdaki küçük insana çaktırmayayım tırstığımı, içimin kalktığını, koşa koşa “ver kadın şu çocukları bana, allaah allahh sokar mokar” diyerek elinden çocuklarını almak istediğimi diye de renkten renge giriyorum. Diğer bir sahnede ise kucağında koala. İşte bu sahne beni benden aldı. Küçük insan ve ben bayıldık, bayıldık. Zira ben onu hep koalam benim diye severim o da minicik kolları ve bacakları ile tüm bedenime sarılır “ bak ben senin koalan oldum" diye bağırmaya başlar. Hastanede ilk defa kucağıma verdiklerinde koala gibi kalakalmıştı da oradan gelir bu isim...
Neyse lafı dağıtmayayım. Sonra şempanze seviyor bu Orman Kızı Bindi. Bir yandan da bu hayvanlar ile ilgili bilgi veriyor. Bir anda annesi geliyor yanına kardeşi ile birlikte ve çocukların anlayabileceği dilde anlatmaya başlıyorlar bu hayvanları. Sadece hayvanlar hakkında bilgi vermekle kalmıyorlar bir de doğayı nasıl koruyabileceğimizi de anlatıyorlar.

Yılanlı kısmı atlatırsak çok eğlenceli bir program olmuş derken bir baktım sonraki sahnede bizim Timsah Avcısı Steve beliriverdi. Bindi Hanım'cığım da babacığım diye konuşmaya başladı. Dünyam şaştı. Ama o anda da her şey netleşti. Kızdım kendime nasıl da anlayamadım ben bunu. Bu yaşta böyle yaşayabilen çocuklar kimin olabilirdi ki başka?! Tabii ki Bindi, bizim Steve’ciğimizin kızından başkası değildi. Babasının yolunda aynen devam ediyor... Babasının kızı dedirtiyor. Arkadan bir de Bindi’nin bir küçüğü, erkek kardeşi yetişiyor ki o henüz 3 yaşındaymış.

Steve’ciğim öyle bir kız yetiştirmiş ki bu Orman Kızı Bindi neler neler yapıyor:


· The Jungle Girl adlı bir markası varmış. Bu markadan elde edilen gelir ise doğal hayatı ve hayvanları korumak için kullanılıyor.
· Bu markanın tanıtımı için podyuma çıkıyor. Kucağına da kocaman bir yılan alabiliyor.
· Yaşıtlarını doğayı korumak için teşvik edici çalışmaları, mesajları var.
· Programını Avustralya’da ailenin sahip olduğu hayvanat bahçesinde çekiyor ve bakın ne mesaj veriyor; Çocuklara doğayı nasıl muhafaza ederek koruyabileceklerini öğretmek beni gururlandırıyor, çünkü doğa çok eğlenceli.
· BM'de Dünya Çevre Günü dolayısıyla düzenlenen etkinliklere destek olmak amacı ile katılıyor ve konuşmalar yapıyor.
· Jojo Tv’de yayınlanan bu programın çekimlerine babası hayattayken onunla birlikte başlıyor ve babasının ölümünden sonra tek başına devam etmek istiyor ve bunun altından da başarı ile kalkıyor.

Program hangi günler, saat kaçta bilmiyorum ama Jojo Tv'de olduğunu biliyorum .

3 yorum:

OiP dedi ki...

Ağzım açık kaldı. Bu programı görmüştüm Bora izlerken ama, detayları bilmiyordum.

Yazık oldu Timsah Avcısı'na, derken derken öldü adamcağız ma şahane bir evlat bırakmış geride.

9 yaşında bir veletin sorumluluk anlayışına, gayretine, doğa bilincine bak sen.
Bravo Bindi, durmak yok yola devam!!!

Adsız dedi ki...

ben hiç kaçırmam bindiyi steve irwin çok iyi ama yazık erken ölmüş ama ben bindinin babasının öldüğü zamandan sonra hiç tek görmedim hep 9-10 yaşlarında aslında benle yaşıtmış şimdi çok çirkimiş ama o zaman çok sevimli ama kardşi daha güzel.acaba bindi nasılda üzülmüştür babası ölünce
nilsu alakuş

NzN dedi ki...

Sevgili Nilsu,
Bu minicik velet babasının bıraktığı bayrağı almış koştura koştura devam ediyor. Bu program en başta babası ile birlikte sunması üstüne planlanmış diye biliyorum. Baba ölünce minik kız için çok zor olacağını düşünerek vazgeçirmek istemişler. Bindi ısrarla devam etmek istemiş:)