29 Mar 2012

Ve Koca Gider...

Cumartesi sabahı koca 12 günlük bir seyahate çıkıyor...Uzun seyahatlerin mevsimi geldi anlayacağınız. 31 Mart'ta gidiyor 12 Nisan'a kadar da yok. Cumartesi annemle babam geliyorlar. Babamın rutin kontrol zamanı geldi. Bu vesile ile onu da aradan çıkarmayı planlıyoruz. Yoksa mümkün değil ki babam İstanbul'a gelsin. Ancak mecburiyetler getirir onu buralara...Annem 12 gün benimle. Babam muhtemelen 2 gece sonra kaçıverir yuvasına ki hayırlısı da bu olacaktır kanımca. Zira bizim minik evimizde 1 gebeş, 1 şeker hastası, kulakları az duyan ve dolayısı ile televizyonu son ses izleyen, iyiliği için ne yapması gerekiyorsa tersini yapan yaramaz çocuk misali 1 baba ve hem gebeşin hem de kocanın  peşinden koşan 1 anne uzun süre barınamaz. Evde sadece 1 tane televizyon var. Öyle diğer evlerdeki gibi bir kaç televizyon ile yaşamıyoruz biz. Zaten koyacak yer de yok hani :) Ev de minik olunca fazla geliriz biz bu eve.
Bu aralar mümkün olduğu kadar sakinlik istiyorum evde. Onu ye, bunu ye, öyle yat, böyle kalk, onu alalım, bunu alalım naralarını çekebilecek güçte değilim. Hele ki kocamın önümüzdeki 12 gün burada olmayacağını düşündükçe içim sıkılıyor. En son ne zaman annemle 12 gece aynı evde kaldığımı da hatırlamıyorum. 13 yaşımda yatılı okula gittim ben. 18 yaşımdan beri de yalnız yaşıyorum. İlk ev arkadaşım kocam oldu  yani:)) Yurtdışında yaşadığım dönem hariç...
Annem pek anlayışlı, bir o kadar da uyumlu hatundur vesselam ama ve lakin ben öyle değilim bu aralar ve genel düzenimin bozulacak olması beni ürkütmüyor değil hani.
Hani koca sadece 12 gün olmayacak olsa o da bi derece diyerek kapatıcam çenemi ve oturucam totomun üstüne ama anam 12'sinde gelecek 3 gece kalıp bi 10 gün daha gidecek adam. Nisan ayı boyunca yok yani. Sonra gelecek ve artık doğum için gün sayıyor olacağız. Mayıs boyunca yanımda ve doğumdan sonra bir süre daha yanımızda olabilmesi için bu seyahatler şart ama gel de şu gönlüme anlat sen bunu.....
Kocam da kocamn diyor da başka da bi şey demiyor. Anacağım bile yerini tutamaz gibi geliyor düşünün. Henüz bebenin alışverişini tamamlamış değilim. Annemin gelişini bekliyordum bu alışveriş için. Toptan eksikleri alıp bu sayfayı da kapatmayı planlıyorum. Zaten oradan buradan toplananlardan sonra pek eksik bi şey kalmadı. 2 mağazaya girip, toptan hallederiz gibi geliyor. Umarım da öyle olur...Sonra veledin ıvız zıvırları ayına göre kategorize edilecek. İleri aylarda giyecekleri el altından kaldırılacak falan.
Hadi ben gezmeye gidiyorum. Bu göbeği gezdirmezsen beni rahat bırakmıyor da :)

Öperim tek tek.






27 Mar 2012

Tarihe Not

Şu hamilelik olayı ile birlikte bir "yazamama" moduna girmiş bulunuyorum. Ara ara coşuyorum, deli gibi yazasım geliyor ama elim bilgisayara bir türlü gitmiyor. Millet, bebe ana rahmine doğru yollandığı andan itibaren her bir haltını kayıt altına alır. Bende ise tık yok. Zavallı bebem anası da balık hafıza olunca rahim içi hayatında dair sorularının yanıtlarını muhtemelen alamayacak. Hal böyleyken, evde temizlik varken, beni bir koltuktan diğerine itelerlerken aldım elime bilgisayarı ve bir kaç madde yazıvereyim dedim bu aralar neler olduğunu.

* Son 10 gündür bir sakarlık başladı bende. Ciddi boyutlarda değil allahtan ama elimdeki bıçaklar havada 8 takla atarak yere uçuyor, çikolatalı bi şeyler yiyorsam mutlaka üstüme döküyorum. ASlında sadece çikolatalıları değil de kendimi iyi hissedeyim diye öyle daralttım konuyu :)

* Bebe insanı bugün itibariyle 32. haftasını doldurmuş bulunmakta. Henüz gebelik yaşamamış olanlar şimdi kesin 4'e bölmeye çalışıyordur. 8 ay tatlım, 8 ay yapıyor :))

* Son 2 haftadır veledin hareketleri değişti. Eskiden dalgalar halinde bol bol göbek atarken artık o sevimli hareketler ittirme ve kaktırmalara dönüşmüş bulunmakta. 1 beden ikimize dar gelmeye başladı bile.

* Haspam totosunu bir dayıyor  32 yıllık göbeğimin bir tarafını  hayatımda görmediğim kadar tepe yapmayı beceriyor. Eee anası olarak boş durur muyum hiç? Durmaaamm şişirdiği yerden geri püskürtüveriyorum. Millet "amaannn bırak kızı rahat", babası ise "sırt üstü yatsana da kızıma yer açılsın" dese de dinlememm bebe anlasın anacım şimdiden güç kimde :). Daha 1,5 ay var önümüzde ve bu cadı her geçen gün daha da büyüyor. Dolayısı ile hareketleri sertleşiyor. Şimdiden aldım elime ipleri vermemm vermeemm diye direndikçe daha da sert ittiriyor da sonunda beni sırt üstü yatırıyor ya bu cüce!! Hadi şimdi canımı acıtarak gözümü korkutuyor da doğduktan sonra yemem ben bu numaraları güççükk hanımmmm. Tesis bu anacım bi kabullenssen de şu son 1,5 ay ikimiz için de daha kolay geçse diyorum ve doğmamış bebeme açık tehdit savuruyorum: bu hareketlerin böyle devam ederse doğduğun gün totona çok pis dalarım bak demedi deme!!

*  Yavrumun beyni çalışmaya başlamamış pek belli. Çıkış yolunun, kendince kurtuluşunun göbek deliğimden olduğunu sanıyor yavrum ki ha babam orayı zorluyor. Neyse şimdilik yanlış deliği zorluyor olması iyi de umarım vakti geldiğinde doğru yolu bulur :))

* Dar alanda kısa kısa paslaşıyoruz minnakla ama son golü atan o olacak gibi geliyor bana. Karşılayan da doktorumuz...

* Genel olarak standart gebeşlik şikayetleri dışında pek bir zorluk yaratmadı bebem bana aslında. 3 ay mide bulantısı, uyku, yorgunluk oldu. Soğan ve sarımsak kokusuna tahammülsüzlüğümden sebep 4, aya kadar evde yemek pişmedi. O dışarıdan istenen yemeklerin parasını ileride harçlığından düşmeyi planlıyorum (Anaeemmm bebe anladı ondan bahsettiğimi de sağlam geçirdi içerden).

* En büyük şikayetim bel, sırt ve kasık ağrıları aslında. Artık uzun uzun yürüyemiyorum. Eskiden yürüyüşe çıktım mı 35dk yürür 15dk mola verir ve sonra bi 35 dk daha yürürdüm. Şimdilerde ise 30dk yürüyüp bırakıyorum. Daha zorlarsam o günün geri kalanını evde sırtüstü yatarak geçirmek zorunda kalıyorum. Ben bu durumu farkına varana kadar baya bi zaman geçti aslında. Aman yürüyüş iyi gelir, vay efendim aktif gebe olacam ben gibi dertlerden zorladım da zorladım kendimi. Baştan teslim olsam hayat daha da kolay olabilirdi.

* Yataktan ya da uzandığım yerden ilk kalkışlarım izlemeye değer homosapien'den başlıyorum anca 10 adım sonra evrimimi tamamlayıp belimi doğrultabiliyorum. Aaa bi de 90'lık nine seslerini eksik etmiyorum: oyy oy oyyy, anam anaammm, vay benim belimmm, ahh cüceee sen bi çık ben sana sorarım....

* Yine de sokaklardan vazgeçmiş değilim ve sonuna kadar da aynen devam edeceğim. Sadece saatlerce yürümem mümkün değil. Kısa kısa hareketlerden sonra bi çay molası verirsem suyum gelene kadar sokaklarda kalmayı beceririm evvelallaahhhh.

* Tatlı sevmeyen ben artık her gün bir parça tatlı yemek istiyorum. Allahtan o istek zıvanadan çıkmıyor da kıvamında kalıyor. Yiyorum ben de.

* Şu 8 ayda aldığım istikrarlı 9 kilodan krem peynir yüzünden şaşarsam hiiç şaşırmam ama elimde kutu, üreticilerinin kapısına dayanır, spor salonu paramı talep ederim.

* Hamilelik herkesin dediği gibi rüya gibi bir dönem  değil canlar cinler ve herkesin dediği gibi rüya gibi de bir dönem.
Güzellikleri çok büyük ama zorlukları da az değil. Kimse onlardan bahsetmiyor sen golü yiyene kadar. Sonrasında da giren şemsiye zaten açılmıyor! İçimde hareket etmesinden, poposunu, kafasını yaslamasından, dalgalanmalarından aldığım şu zevki bu hayatta sanmam ki başka bi şey versin ama ve lakin aynı hareketlerin yarattığı sıkıntıyı da kolay kolay başka bi şey yaşatmaz. Böyle bi şey işte hamilelik.

* Hormon saldırılarından diğer gebeler kadar çekmedim vesselam. Son zamanlarda başladı ataklar. Mini minnacık şeylerden dünyalar kadar mutlu olabiliyorken  ondan daha da küçük şeylerden dünyanın en mutsuz insanı haline gelebiliyorum bir anda. Beynim bana ne oyunlar oynama kapasitesine sahipmişte benim haberim yokmuş.

* Geçtiğimiz haftalarda doğum yapacağım hastaneyi görmeye gittik. Aslında o ziyarete kadar aklımda 2 hastane vardı ama ilkini gördükten, ekiple konuştuktan sonra diğerini görmeye dahi gitmedim. İstemedim. "Burada doğuracam ben" dedim bitti gittii. Benimki normal doğum olacağı için mümkün olduğu kadar kurcalanmadan, dürtülmeden, kendi halimde doğurmak gibi bir arzum var benim. Önemli olan da bu isteklere yaklaşımlarıydı. Testi geçtiler. Yani şimdilik....

Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Yazınca da hoşuma gidiyor ha!! Bir de foto ekleyerek içimdeki bebenin göbeğimi ne hale getirdiğini de göstermiş olayım. Sağ alttaki fotoğraf geçen hafta çekildi. Artık çok hızlı büyüyor ve 14 gün sonra artık aylık kontroller yerine 2 haftalık kontroller dönemine geçiyoruz.





























22 Mar 2012

Ben Doğdum, Büyüdüm de bi de Doğuruyorum!!

Bugün gebeşliğimin 32. haftasından gün alırken 32. yaşımı doldurmuş bulunuyorum.
Çok severim doğum günlerini çoook. Değer verdiğin insanın şu fizikselliğe gelişini kutlamak, buna sevinmek kadar güzel bi şey olabilir mi??
Bu sene kutlamaların içeriği değişti. Artık sadece benim adım geçmiyor o kutlama mesajlarında. Karnımdaki cüce daha şimdiden rol çalmaya başladı bile benden :)) Şu görünmez hali ile bile güzel mesajlara dahil oldu...
Parti, dans, hareket seven, her yıl doğum günü kutlamasında hoppidi hoppidi zıplayan ben bu seneki kutlamamı es geçmiş bulunuyorum. Zira bu göbekle öyle zıplayacak halim yok. Sırtım ve de belim ayakta kaldığım 40. dk itibariyle ağrımaya başlıyor ve o noktadan sonra gece yatıp, sabaha kadar dinlenmeden de geçmiyor. Eee anacım hal böyleyken ben nasıl zıplayayım da hoppidiklik yapayım??? Artık cücemin doğum gününde ben de ondan rol çalarım. Çocukla çocuk olur, dilediğim kadar coşarım!!!
Uzun lafın kısası iyi ki doğmuşum be!! Bayılıyorum şu hayatta geçirdiğim günlere...

Öperim hepinizi tek tek :))