30 Ara 2011

Yeni Bir Yıl Benim İçin Yeni Bir Hayat

Eskiden yılbaşı yaklaştığı zaman içim içime sığmaz, taşardım. Yakınlara minik hediyeler almak için koşturur, çok önceden ince hesaplar ile kime ne alacağımı tespit eder ve özel özel paketlerdim o hediyeleri. Yıllar geçti yılbaşı da anlamını yitirdi. Aslında yitirdi denemez. Hala severim kutlamaları. Kutlamaya sebep olacak her türlü okazyona kapım açıktır ve fakat artık anlamı değişti yılbaşı gecesinin. Evden başka bir yerde olmayı pek istemiyorum artık. 5 liraya sattıkları şeye o geceye özel 55 lira ödemek istemiyorum. Saçma geliyor. İstanbul'un trafiğinde kaybolmak istemiyorum yılbaşı gecesi. Yine İstanbul mekanlarındaki sarhoşlarla uğraşmak, üstüme votka-bira yağmasını da istemiyorum. Artık hediye de almıyorum. O da saçma geliyor. Yeni yıl geliyor diye neden deli gibi alışveriş yapalım ki? Sadece etrafımdaki küçük insanlara hediye alıyorum, o kadar. Onlar sevinsinler, o günün biraz daha özel bir gün olduğunu, umutların hala ayakta durduğunu bilsinler, yüreklerine öyle yerleşsin istiyorum çünkü....Büyükler de artık doğum günlerini beklesinler cicim :)
Ve fakat yeni yılı da evimde tüm neşesi ile karşılamayı da ihmal etmiyorum tabii ki. Dostlar ile şenlenen masamızda misler gibi yemeklerimiz olacak, tombala oynanacak, tabuda kızlar erkeklere karşı savaşacak ve pek tabii ki 12 geldiğindee 10'dan geriye sayılacak ve yeni yıl kocamın dudaklarında karşılanacak :)

Bu yıl (neredeyse) 32 yıllık hayatımın en farklı yılbaşı gecesini yaşayacağım. İçimde minnak bir kız çocuğu ile giriyorum yeni yıla. Minik minik kıpırtılarını hissediyorum. Her biten yılın bütün tatsızlıkları da beraberinde götürdüğüne hep inandım ben. Hala da inanırım. İnanmaktır her şeyin başlangıcı çünkü...
Yeni yıl, adı üstünde yepyeni bir yıl. Sanki yıllık detoks gibi... Gece12'yi vurdumu bütün pisliklerimizden arınıp, eski kabuklarımızı çıkartıp 2012 kostümlerimizi giyeceğiz, ruhumuz  yenilenecek. Biz yenileneceğiz. Ben buna inanıyorum. Hep yeni gelen yılın güzellikler getirmesini diledim herkes için. Herkesin kendi için en doğru "güzelliği" neyse o gerçekleşsin istedim.

Ben bu yılı anne adayı olarak kapatıp 2012'de ANNE sıfatını ekleyeceğim  bu hayattaki tanımlarımın yanına. Dolayısı ile bu sene yeni yıl benim için yepyeni bir hayat demek. Heyecanla, mutlulukla, coşkuyla ama en önemlisi yüreklerimizdeki sevgiyle girelim yeni yıla ve katlana katlana büyüsün hayatlarımızdaki güzellikler.

                                               En tatlı yılınız olsun canlar - cinler!!


23 Ara 2011

Bu Havada Çalışılır mı ??

Cevap veriyorum: çalışmamalı. Tüm çalışanlar izinli sayılmalı. Herkese battaniye-çay-kitap izni verilmeli ve bu da resmi makamlarca onaylanmalı. Bugünkü talebim budur arkadaşım.
Çok ileri gittin, o kadar da değil, yok artık! diyorsanız o zaman bu özel izin sadece gebeşler için olsun. ahaha valla da olsun, billa da olsun. Hemen kabul ederim. Azıcık ayrımcılık yapsınlar. Hani seçim öncesi her yerlere yazıyorlardı ya pozitif ayrımcılığa evet diye... Görelim o pozitif ayrımcılığı. Beni bu havalarda eve gönderin. Özel izin verin gebeşlere. Hadi o da olmadı bari öğleden sonra çalışmayalım. Bak ona bile razıyım. Evimde cam kenarında süs bitkisi gibi takılmak istiyorum böyle havalarda. Evimin tadını çıkarmak, mis kokusunu içime çekmek, sıcacık ev patiklerimi giymek, kestane yiyip, dizi seyretmek istiyorum. Çok mu??

16 Ara 2011

Burada Engellendim

"Engellilerin hayatlarını kısıtlayan mimari engellere son vermek hepimizin elinde. Biz bu engelleri resimleyerek duyuracak platformu hazırladık. Artık görev sizlerde. Çalışsın fotoğraf makineleri ve telefon kameraları, yükleyin siteye bir engel ortadan kalksın!" Diye anlatıyor Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği platformun kuruluş amacını. Hadi sizler de destek olun.  Ciddi bir kamuoyu yaratalım. Engelleri birlikte kaldıralım...
                                   http://www.buradaengellendim.com
 

8 Ara 2011

SÖY-LÜ-YO-RUM

Dün "hayatımın en heyecanlı günlerinden birini yaşayacağım" demiştim ya hani . En güzel, en coşkulu, en tatlı günlerinden biri olarak tarihte yerini aldı.

Durum şudur ki sevgili blog dün ekranda gördüğümüz manzaradan anlaşıldı ki bu NzN bir kız çocuğu yutmuş. Bugün itibariyle 4 aylık olan kız çocuğunun boyu 14cm'e, kilosu da 150gr'a ulaşmış. Bildiğin bir porsiyon et taşıyorum göbekte  :))

Son zamanlardaki sessizliğim, blogu boşlamam hep bundandı. Zira ilk aylarım zorlu geçti.Gözümü açamadım ki oturup da yazayım.  Pek sevgili bebem sağolsun anasını hiçbir hamilelik sıkıntısından eksik bırakmamak için yemin etmiş. Mide bulantısı, uyku hali , gaz sorunu, mide yanması ve yorgunluk ile geçen ayların ardından son 2 haftadır tekrar eski ben oldum. Tek fazlam önde giden göbeğim ve nefes darlığım. 10 basamak çıkınca öyle bir nefes nefese kalıyorum ki sanırsın 8 odalı evin camlarını silmişim. Onun dışında sıkıntım falan kalmadı. Dün akşam da minnak bir kız çocuğunun geleceğini öğreninceeee artık yazmadan olmaz dedim ve işte yazdım bile! Kız anası oluyorum hey ahali!!
Gerçi nasıl olduysa başka başka heyecanlarım var dememden anlayan ve bana mail atanlar oldu. Onlar bazılarınızdan önce öğrenmiş oldu. Kızma yahuuu sen de mail ataydın sana da derdim :)

İşte benim dün bahsettiğim bomba haberim budur canlar-cinler.

Hadi hepinizi öpeerr ve köprü yollarını tutarım ben.

Dur bi daha öpücem:))

7 Ara 2011

Bugün Pek bi Heyecanlıyım Sevgili Blog. Bomba Gibi Haber Vereceğim Yarın Sana

Dün twitter'da  "yarın hayatımdaki en güzel haberlerden birini alacağım, hissediyorum" dedim.

Evet bugün içimde bambaşka bir heyecan var. Heyecanım tatlı tatlı sonuçlanırsa eğer yarın sana bomba gibi bir haberim var demektir, hazır ol!