24 Mar 2010

Güzellik Olsun Diye...

Sabah bir arkadaşımın babası uğradı ofise. Oturduk çay içtik, lafladık biraz. Eskilerden başladı sohbete. Hoşta oldu. Güldük. Yüreğimiz aydınlandı. Aynı zamanda da benim yüreğim olduğu yerde şöyle bir titredi. Nereden nereye gelmişiz diye düşünmeden edemedim. Onun kendi gençliğine dair anlattıklarını bırakın sıradan hayatımızın bir parçası olarak yaşamayı, plan, program yaparak dahi gerçekleştirmemiz zor artık. İstanbul için konuşuyorum tabii ki. Ben İstanbul’da doğmadım. İstanbul’da da büyümedim. Yolun bu kısmında İstanbul’dayım sadece pekte mutluyum. Şanslıyım yani. Sokakta, çayırda, bayırda, bahçede sabahlara kadar top-tüfek oynayarak, kahkahası bol, mis kokulu bir çocukluktu benim çocukluğum. Hani deseler hadi kalk gidiyoruz o günlere en önden alırım biletimi koşa koşa.


Dedim ya güzel güzel anlattı gençliğini ve biz de mutlu olduk. Kah birazcık özenme kah azıcık ucundan imrenme aldı beni benden. Gözleri güldü anlatırken, kaçmadı benim de gözümden :) Bi gitti o günlere 1-2 saniyede de yanımıza geri döndü. Yüreği neşe doldu.
Mesela bir yaz atlamışlar arabaya arka koltukta da 2 çocuk basmışlar Bodrum’a... Orada da arkadaşları bekliyormuş onları. Hayriye Hanım, rahmet eylesin, Nuri Bey, rahmet eylesin, Ayşe Hanım allah hepsine rahmet eylesin diye lafa devam etti. Sonrasını dinlerken kalbimin ucunda bir çizik izi kaldı. Mutsuzluğa sebebiyet vermek için yazmıyorum bütün bunları. Sakın ha burkmayın o güzel yürekleri. Bilirsiniz pek severim gülmeyi, güldürmeyi ve de güleni. Ama kıymet bilmek önemli. Bugün tam da şu anda hayatınızda olan değerlililerinizi düşünün, sımsıkı sarılın, sarılalım. Gidin, çıkın sokaklara, koşun dostlarınızın, arkadaşlarınızın yanına şöyle bir kocaman sarılın. Ardından güzel bir ohh çekin. Gidin bira için, gidin film izleyin, gidin yemek yiyin, çağırın onlara yemek yapın, sahile gidip bir çay ısmarlayın, sevdiği bir kitabı hediye edin sebepsiz yere, çat kapı bitiverin kapısında “ben geldiiiimmm” diyerek güldürün, rakı-balık yapın boğaza karşı, isterseniz ocakbaşına gidin alın rakıları kebapların yanına. Olmadı sadece yanyana oturun, o bile yeter. Gidemedin mi al o telefonu eline de mesaj ya da e-mail göndermek yerine ara. Sesini duy ve duyur sesini... En güzel ödüldür bu hayatta insana dibinde sevdiklerinin olması. Sarıldın mı sana sarılacak birilerinin bulunması. Bende buruş buruş bir nine olduğumda gözlerim güle güle, kahkahadan göbeğim oynaya oynaya anlatabileyim inşallah toruna torbaya böyle hikayeler. Dolsun da taşsın torbam böyle güzelliklerle. Bayramda seyranda mendil yerine komik hikayeler dağıtayım minik insanlara. Hava atayım sonra yaşlı keçi inadıyla yavrulara. Şu hayatta bundan böyle en büyük derdim budur benim. Eskiden coştum coştum, koştum peşiden kariyerin. Tıktım kendimi plaza katlarına. Kartla girdim, kartla çıktım. Erken uyandım bu kabustan oh iyi oldu. Çalışırım ayrııı ama öyle saçma sapan anlamsız kaygılara ve kavgalara girmem. Büyüttüm ruhu 30 yaşla birlikte. Artık bırakıyorum hayata kendimi ne getirirse kabulümdür. Değiştirebileceklerim bir yere kadar. Ee içten içe de o kadar inanıyorum ki herkesin hak ettiğini yaşayacağına. İnsan da kendine kötüsünü yakıştıramıyor ya zaten ! Alsana pozitif düşüncenin dik alası...Açtım kollarımı bekliyorum mutluluklarımı :)

Bunu okuyan tanıdık tanımadık güzel yürekler, mutlu böcekler hepinize sevgi dolu sıcacık bir fincan kahve yanına nefis mi nefis kahkaha kurabiyesi gönderiyorum. Afiyetler ola....

p.s. bak hala mesaj göndermeye çalışıyorsun gördüm seni!! Mesaj değil hayatım ara, al eline telefonu da ara!! Sonra geri gel de rapor ver olmaz mı?! :)

7 yorum:

mandalincikmazi dedi ki...

Kurbiyeler ve çay için teşekkürler ...
aldım.. kabul ettim... Allah razı olsun :))
ohhh iyi geldi onca iş arasında...
Sevgiler........

NzN dedi ki...

Sevgili Yıldız- Afiyet olsun, bal olsun, şeker olsunn :))

aysema dedi ki...

Ben de bugün eski dostlarıma uğramıştım, öyle iyi geldi ki...

Sevdiklerimize sımsıkı sarılmalıyız, haklısın. Ertelemeden, geç kalmadan, "iyi ki" lerimizle...

Sevgilerimle.

NzN dedi ki...

aysema- İnsan bi anda nasıl da enerji doluyor, neşe taşıyor içinden sevdiklerine sarılınca!
Ben aslında komün hayatı yaşayacak biriymişim de olamamış işte:) İstiyorum hep sevdiklerim dibimde olsun. Anane ruhlu genç gibiyim; yedireyim, içireyim hatta üstlerini bile örteyim istiyorum :))

Özlem Mertler dedi ki...

Merhaba,
Emanetin var bende. Bir ara uğrayıp alır mısın?

Banu dedi ki...

Mesaj ve kurabiyeler alınmıştır. Teşekkürler.
Bu arada mutlu, güzel ve kurabiye dolu bir yıl dilerim. Doğum günün kutlu olsun.

NzN dedi ki...

Özlem'in Doğası- Aaaa şaşırdım bak!! Çoook teşekkür ederimm:)) Ofisten çıktığım ve kendimle kalabildiğim ilk anda ilgileneceğim. Birazcık gecikebilirim, bildirmiş olayım sebebini...

Banu- Afiyet olsunn, löp löp et olmadan, mutlu ederek uğrasın ve sonra kaçsın bünyeden inşallah!
Güzel kutlamalar için de ayrıca teşekkür ederim...