23 Ağu 2011

Gezdim Gezdim Geldim de Gelmez Olaydım ya Keşke...

Tatil de bitti... Gezdim gezdim geldim ve inanır mısınız ilk defa ama ilk defa geldiğimde farkettim ki ben İstanbul'u hiiç özlememişim. Eskiden nereye gidersem gideyim, ne kadar kalırsam kalayım sonunda İstanbul'a dönecek olmanın verdiği gizli bir mutluluk kaynağı vardı içimde. Artık o da yok. Yok olmuş yani. Ne arada ve nasıl geldim bu noktaya bilmiyorum ama ben genel olarak sıkılmışım bu şehirden diye karar verdim tatil dönüşünde. Acele verilmiş bir kararmış. Gizli özneyi görememişim aslında. Üstüne düşününce anladım ki aslında dert İstanbul değil. Gerçek dert o değil yani. Hayat şeklimden sıkılmışım ben. Yeni bir şey gibi yazıyorum ama ben bunu daha önce pankart aça aça ilan ettim cümle aleme. Şimdi bütün suçu İstanbul'a atarak kendime bahane bulmanın da manası yok kanımca.
Nasıl bir hayat istediğimi yazmıştım şurada. Sorgulamalarım  devam etmişti şurada ve şurada da.  O hayata gitmek için kendimce kararlar aldım ve uygulamaya başladım ki hayat beni bir şekilde durdurdu. Belki de bendim durduran bilemiyorum... Demek ki biraz daha vakti varmış dedim ya da doğru olan bu değilmiş diye düşündüm. Alternatiflere bakınmaya başladım. Şu anda önümde yeni bir hedef daha var.  Vakit alacak bir girişim bu. Kuluçka dönemi uzuncana ama olsun. Bu ofis hayatından çıkmanın ve çıkarken de sadece ev kadını olmamanın yollarını arar haldeyim. Bu yenilik tutarsa tam istediğim gibi olacak her şey.
Bu dönem geçene kadar da ben İstanbul'la aramı düzeltmeye kararlıyım. Kırdım zira güzel hatunun kalbini. 13 gün uzak kaldıktan sonra insan il sınırına gelir gelmez koskoca İstanbul'un suratına hönkürür mü "hiç özlememişim ben seni" diye ? Ben yaptım. Şimdi ısınma turlarındayız. O bana saklı güzelliklerini göstermek için elinden geleni  yapıyor. Ben de eskiden bayıldığım İstanbul'u canlandırmaya çalışıyorum. Seve seve yani...
Sorun başka. Dedim ya özne gizliymiş anacım...

Hiç yorum yok: