22 Nis 2011

Susmalı mı Yoksa Susturmalı mı ?

Ben mi susayım yoksa içimde hıdı bıdı diye beni  yiyip bitiren sesi mi susturayım a dostlar?
Dedim ya hani sorguluyorum, araştırıyorum, anlamaya ve yolumu  bulmaya çalışıyorum diye hah! işte hal böyleyken içerilerde bi yerlerde şimdiye kadar sessiz sakin bekletmeyi becerebildiğim NzN ayaklandı arkadaş. Okuduğu her yazıda, konuştuğu her insanda, dinlediği her şarkıda, baktığı her yönde, yediği her şeyde ve deneyimlediği her olayda Kurt'a giden patikayı bulmaya çalışıyor. Uyanık ya !!
Başlarda "ne güzel" dedim. Sevindim. Böyle olursam farkındalığım artar ve yolum kısalır dedim. Öyle sandım. Belki hala da öyledir ama bu içinde bulunduğum durum da beni bir yandan yoruyor. Sabırsız bir insanım ben. Bilirim bu özelliğimi. Yenmeye çalışırım ama beceremem öyle kolay kolay. Bi şey istedim mi hemen olacak. Tahammül yok. Bekleme isteği hele hiç yok . Eee anacım öyle armut piş, ağzıma düş durumu da yok ortalarda. Üstüne yatmalı, düşünmeli, araştırmalı, okumalı ve farkındalık geliştirmeli bu durum ile ilgili. Hadi dedin mi olmuyor. Bunları söyleyen BEN. Bir de İÇİMDEKİ BEN  var ki onun tek söylediği  şey hadi! hadi! hadiiii!!!! oluyor.

BEN  susmalıyım ve meydanı İÇİMDEKİ BEN'e mi bırakmalıyım?
Alsın bizi bi cesaret uçursun götürsün istediğimiz yere.
Belki de ihtiyacımız olan cesaret ondadır. Yıllarca izlemiş, her ihtiyacımız olanı bir yerlere notlamıştır.  Neyle mutlu olacağını ve oraya giden yolur biliyordur.  Şimdi kullanma zamanımız gelmiştir zuladaki deneyimleri, bilgileri.

Yoksa bir müddet daha onu susturup BEN'mi konuşmalıyım?
Mantık mantık yaşar giderim bir müddet daha. İçim sıkılır belki. Belki daralırım. Belki daha da uzun yolu seçerim. Hatta belki  böyle diye diye bi halt beceremem sonunda. Korkuyla, cesaretsizlikle  birlikte paşa paşa yaşar, yaşlanır gideriz...

Yoksa en doğru yol ortak bir yol bulmak mı ?
Aradabir danışırım ona da. Fikir alışverişi yapar, beyin fırtınası seansları düzenleriz. Biraz o biraz ben yani... "Ben korkuyorum" derim. O alır beni ve hayallerimize götürür. "Ya olmazsa" derim. O kalkar olumlu pencereyi gösterir bana. Hani diyorum ya "ben hep olumlu bakmayı tercih ederim" diye. Bir güzel kapak olur bana bu cevaplar!! "Şimdi değil. Birazcık daha zamanı var" derim. Ahkam kese kese " Şimdi değilse ne zaman?" der. Oturur düşünürüm.
Hakkatten ne zaman???


6 yorum:

plndrkn dedi ki...

o son paragrafta sanki bizim yaşadıklarımızı anlatmışsın... aynen öyle ben söylerim, o söyler, sonunda öyle bir cevap verir ki kalakalırım..

böyle bir anımızı ben de yazmıştım; http://plndrkn.blogspot.com/2010/10/kolonya-kokulu-cumleler.html

bazen fazla düşünüyoruz kendimizden geçiyoruz diye düşünüyorum..

. dedi ki...

ortak bir yolda uzlaş,sonuçta ikisi de sensin,hangisinden vazgeçebilirsin ki?

Sittirella dedi ki...

''Beyin fırtınası oturumları'' dediğin an araya üç-beş sarışın serpiştireceksin NzN'cım :)
Ben öyle yapıyorum, pek şahane oluyor, valla :D
Bırak içinden gelen sesi dinle, bi' koyarım o mantığın gözüne gözüne... görür gününü.
Hayatını yaşaman için ne istiyorsan yap.
Bak, düşünüyorum-düşüneceğim derken on gün daha gitti ömürden, n'aber?
Hayat bitiyor, sonra ''keşke'' ile başlayan üzüntülere dönüşmesin gerçekleştirebilecekken göz ardı ettiğimiz hayallerimiz.
Sevgilerimle.

Peritozu dedi ki...

Zor isler bunlar...Zor...

Cincüce Banu dedi ki...

Bir şeyin hemen olmasını isteme hissin ne kadar tanıdık. Olmuyor ama işte, OL-MU-YOR! Ben bu gibi durumlarda önce bir coşar gürlerim, sonra yelkenlerim iner. Ama hep yaptığım, yapmaya çalıştığım bir yöntemdir ilacım: Yazmak. Alırım defterimi önüme bir hesap çizelgesi çıkarırım kendime. Yaptıklarım-Yapmak istediklerim-Plana sokup yapacaklarım... Sonra bu liste arasında uzlaşmaya çalışırım. Öncelikli yapılacaklar, kısa ve uzun vadeli işler ortaya çıkar. Sonra durulur muyum? hayır... Sanırım benim için en tehlikelisi aynı anda birçok şeyi yapmaya çalışmak. Bu da zaten o kalleş "hemen olsun" duygusunun fişteklemesi işte. Nasıl öğrenecez NzN?

. dedi ki...

mimin var hatunum...