1 Şub 2010

Kış Uykusundan Edilmiş Ayı Sendromu

Geçen haftadan beri adapte olamama durumu var bende. Neye diye sormak yerinde olmaz tam da burada. Çünkü genel olarak hayata karışamama durumu yaşıyorum. Depresyonda falan değilim. Odaklanamıyorum. Dinleyemiyorum. Dinlenemiyorum. Daha ne giysem bilemiyorum. Isınamıyorum. Donuyorum.


Kış uykusuna yatmakta gecikmiş bir ayı huysuzluğu, huzursuzluğu var üstümde. Kar, kış, kıyamet, buz gibi hava derken zaten soğuğu sevmeyen bünyem tamamen altüst oldu. Ne yapsak yaranamaz olduk kendisine. Sıcak çorba dedik, kesmedi. Kalın yorgan dedik, hatta üstüne bir de yün battaniye verelim dedik yine bana mısın demedi. Yok. Bir türlü ortada bir yerlerde buluşamıyoruz, anlaşamıyoruz arkadaşların desteği ile bile. Yaz tatili hayalleri ile uyutmayı deniyorum. Hayatta yemiyor. Diretiyor artık gelsin bu yaz, yeter diye.
Sonra başlıyor hayaller kurmaya...
Soba kursunlar. Odun yaksınlar, gıcıyla doldursunlar. Gümbür gümbür yansın o soba. Yanına da minder atsınlar, minderin üstüne de kedi gibi kıvrım kıvrım beni yatırsınlar. Hani bir de fazladan bir battaniye falan atarlarsa yanına, tadından yenmez...
Sobanın üstünde içi su dolu bir güyüm olsun, kaynasın. Kaynayan suyun sesi bana ninni olsun. Ben bilmem kaç defa uyuyayım, bilmem kaç defa uyanayım ve hala o sesi duyayım gün boyunca. Hemen yanına da daha gün doğarken bir çaydanlık koysunlar. Her daim tazelensin içindeki çay. Elimi ne zaman atsam yattığım yerden tazecik, mis gibi çay bulabileyim ... Akşamüstü olsun kestane atılsın sobanın üstüne. Pişsin, gelsin kucağıma. Ben kıvrım kıvrım yattığım yerden yine kıpırdamayayım. Bu sefer kestane yiyeyim. Sonra şöyle bir döneyim minderimin üstünde soldan sağa. Güzelce bir gerineyim. Geniş geniş esneyeyim.
Ben beşinci uykumdan uyandığımda hemen taze çayım gelsin. Bu sefer yanına da kitabımı katık etsinler. Çekeyim battaniyemi boynuma kadar. Sarmalanayım o battaniyeye ve başlayayım okumaya. Saatler geçsin. Çaylar gelsin, boş bardaklar gitsin, yumuşacık müzikler birbirini kovalasın, arada bir hoş sohbet dostlar uğrasın. Bu sefer de onların sohbetinin sıcaklığı sarsın beni. Yine çaylar gelsin yine boş bardaklar gitsin. Ben minderde kalayım hala... Akşamüstü bu sefer mandalina gelsin mindere. Minderdeki ben afiyetle bitireyim 4 -5 tane mandalinayı. Oturduğum yerden uzanıvereyim. Mandalina kabuklarını koyuvereyim gümbürdeyen sobanın üstüne. Hemen ardından yanmaya yüz tutmuş mandalina kabuğu kokusu mis gibi sarsın odayı. İşte tam o anda günün milyonuncu gülümsemesi dolaşıversin yüzümde. Onun şerefine bir milyon birinci gülümsemeyi de ben hediye edeyim kendiliğimden.
Akşama ise sıcak çorba, güzel bir film yanımda sevgilim. Orada uyuyalım, kalalım. Günler böyle kovalamaya başlasın birbirini. Hepsi de o kadar hızlı kaçsın ki bir diğeri o kadar hızlı kovalasın öndekini.
Ben, sevgili, film, soba, minder, çay, çorba, kahkaha, sıcak, sıcak, daha sıcak , sıcacık...

Gözlerimizi açalım. Bahar gelsin. Güneş yüzünü göstersin. Bu sefer de salsınlar beni saçlarımı açarak sokaklara. Üstümde incecik, uçuşan bir elbise...Girmeyelim eve. Ayaklarımız hep çimlerde olsun, toprak lekesi çıkmasın altından...

6 yorum:

AnaT dedi ki...

Muhtesemm yazmissin! Klavyene saglik..Okudukca uykum geldi desem hakaret olmaz herhalde. Oyle guzel tasvir etmissin ki bir an kendimi o minderde hissettim. Cay kokusu, mandalina, kestane hepsi burnumun onunden gecti :)

NzN dedi ki...

Anat'cım,
Çook teşekkür ederim canımm:)
Gel birlikte bulalım kendimize bir minder. Kıvrım kıvrım yatalım güneş geri gelene kadar :)
Zaten yine kar geliyormuş baksana...

Adsız dedi ki...

evettttt sanırım kar geldi oralara yeniden.eh bana bildiğiniz üzere zaten çok ağır geliyor kar gelmeye karar verince.ama bu yazını okurken aklıma bir seyahatim geldi.sizlerle de paylaşmak istedim.olura seni okurken biriside yorumumu okur arada die.12 yıl önce Antalya'dan toplantıdan dönüş yolundaydık.sabahın ilk ışıkları yavaş yavaş yayılmaya başlamıştı.( ama ben tabi horul horul uyuyorum )Birden uyanmışım.Tam Bolu dayız.şöyle bir gerinmişim ve ahhhhh ahhhh keşke ayı olsaydım diyip geri yatıp uyumuşum.yıllarca bana bu yüzden ayı dediler...evet itiraf ediyorum.bana ayı dediler ama ben hiç bir zaman senin gibi yazıya döküp anlatamadım ki içimdeki bu isteğin neden kaynaklandığını.bir yaz kızı olarak hiçççç mi hiççç sevemedim kışı.aynen senin gibi adapte olamıyorum.haklısın canım.elinde sağlık yüreğine de.

NzN dedi ki...

İstanbul'da bugün yine kar var , evet!! Ben de inime çekilip oraa horul horul uyumak istiyorum.
Bu arada Adsız Adsız çıkıyor ama tanışıyor muyuz acaba?? :)
Gördüğün gibi ben gerine gerine ve de hatta gururla ayıyım ben diye dolanıyorum etrafta.
Teşekkür ederim...

kutupayusu dedi ki...

geçen bi arkadaşıma dedim ...içerde kış uykusunda uyuyan var yaza kadar rahatsız etmeyin yazısı asıp kapıya inimden çıkmayasım var diye :)

NzN dedi ki...

kutupayusu- senin isimle de tam uyuyor konsept olarak :) Aynısından bi tane de benim için yaptırırsan ne şahane olur...