11 Ara 2010

Beyrut İlk Gece ve Beyrut Geceleri

2 saat kadar dinlentikten sonra sabahki kadar kapalı olmasa da en minilerimizi de giyemeden kıvamında süslendik, püslendik ve lobiye inerek taksi rica ettik. Otelden taksi istediğinizde şirket taksileri dedikleri araçlar geliyor ve dolayısı ile biraz daha pahalı oluyor. Hamra’dan gece hayatının kalbi dedikleri bölge olan Gemmayzeh’e 13 dolar aldı misal.Bu adamlarla pazarlık şansınız kalmıyor otelden istediğiniz için. Biz bunu bile isteye kabul ettik. Zira ilk gece Beyrut’un bize neler hazırladığını  bilemediğimiz için garantici davrandık. Malum bize sürpriz yapmaya bayılıyordu bu şehir.
İlk gece için hiç bir yere rezervasyon yaptırmamıştık. Fakat sonraki geceler için rezervasyonlarımız hazırdı. Bir kısmını henüz Türkiye’deyken, bir kısmını da otelden yaptırmıştık. Dolayısı ile attık kendimizi sokaklara. Yine önceden okuduklarımızdan oluşan imaj burasının kocamaan bir bölge olduğu yönündeydi. Buradaki gece hayatı Beyoğlu ile kıyaslanıyordu çünkü. Gerçek başkaydı oysaki. Burası 500m’den oluşan bir cadde. Caddenin aralarında minik sokaklar var ama Beyoğlu kadar falan büyük değil. Bütün sokak minik publarla dolu. Hepsi küçücük bu mekanların ama tıka basa dolu. Hoş 20 kişi geldi mi doluyor zaten. Gündüz sokaklarda göremediğimiz İngiliz ve Amerikan gençleri doldurmuş buraları ve Beyrut gençleri ile kaynaşıyorlardı. Taksiden indik ve sokağı hiç yürümediysek en az 8 defa baştan sonra yürüdük. Amaç yemek yiyebileceğimiz bir mekan bulmaktı. Her yer küçük ve çok doluydu.  Rezervasyonumuz da olmadığı için döne dolaşa Paul'e mecbur kaldık ve sanırım hayatımızın en kötü pizzasını da burada yemiş olduk. Bu tatsız deneyimin haricinde Beyrut'ta çok iyi yemekler yedik ama :)
Karnımızı doyurduktan sonra bu bölgedeki mekanlara girip çıktık. İnsanlar her yerde dans ediyor. İlk olarak bu dikkatinizi çekiyor. İlk gece, Beyrut'un bizlere  ilklerini sunuş biçimini bozmamak adına pek sürprizli olmadı. Fakat bizler sonraki günler için görmemiz gerekenleri gördük. Etrafta mini mini elbiselerle dolanan hatunlar ve şık, temiz giyimli adamlar doluydu. Fakat bu bölgenin yaş grubu  biraz genç. Genç dediysem de bebe değil hani üniversite gençleri. Bizi doğal olarak pek açmadı ama gözlemlemek ve tatmak adına mekanlara girip çıktık ve bi kaç birayı da devirdik. İlk gece deli gibi dans falan da edemedik söylenenlerin aksine. Anlayacağınız hala derinlerde bir yerlerde saklanan minik bir soru işareti vardı Beyrut ile ilgili.
İlk gece saat 2 gibi otelimize döndük. Yarın daha güzel olacak diye düşünerek güzel güzel uyuduk.

                                                                   Beyrut Geceleri
Beyrut'ta sonraki geceler ilk gecenin de, ilk günün de, ilk sabahın da acısını çıkarttılar. Sabah 8'lere kadar dans ederek geçirdik sonraki geceleri. İlk günün şaşkınlığını attığımız anda Beyrut bizi sardı, sarmaladı a dostlar...
Beyrut gidilmesi, gözlemlenmesi, dokunulması ve yaşanması gereken bir şehir. Avrupa şehirlerindeki tarzda kültür turları beklemeyin. Fakat eğlence diyorsanız. Gerçekten dans etmek istiyorum diyorsanız koşa koşa gidin derim. Hele ki güzel de bir arkadaş grubu ile giderseniz tadından yenmez :) Biz de öyle oldu. Beyrut kazan biz kepçe şeklinde altını üstüne getirdik şehrin. Girmediğimiz sokak kalmadı bilinen merkezlerin etrafında.
Buyrun bir takım hap bilgiler:
* Gece hayatı  10'dan önce başlamıyor bir kere. 10'da yemek yiyeceksiniz. 11 gibi de geceye başlayacaksınız.
* Mutlaka rezervasyon yaptırın gitmeden önce. Hatta gece kulüpleri bile rezervasyon soruyor. Hoş biz hiçbir gece kulübüne rezervasyon yaptırmadık ve hepsine de beklemeden girdik ama her daim çok şıktık. Kısa kısa elbiseler ( abartı değil ama ), mini etekler ve güzel makyajlarla gittiğimiz için midir yoksa süper şanlı mıydık bilinmez ama biz sürekli şunu yaşadık;
Kapıdaki Görevli: Rezervasyonunuz var mı?
Biz: Hayır :)
Kapıdaki Görevli: Buyrun.
Arkada sırada bekleyen bir sürü insan: huh!!!

* Girdiğiniz her mekanda deli gibi dans eden ve gerçekten eğlenen insanlar görüyorsunuz.

*  Beyrut gençleri öyle ayakta kalmaktan hoşlanmıyor. Dolayısı ile hemen hemen her mekan localardan oluşuyor ve bu localara rezervasyon alıyorlar. Gecenin ilerleyen saatlerinde herkes kendi locasının içinde çıldırasıya dans ediyor. Abartmıyorum oturan bir kişiye bile denk gelmiyorsunuz.

* Su gibi içki içiyorlar,  baya baya sarhoş oluyorlar.

* İçki bize göre (İstanbul'dan bahsediyorum) çok daha ucuz. Marketlerinde bile Efes bizden daha ucuza satılıyor düşünün...

* Flörte bayılıyorlar. Gayet sosyaller ama asker devleti olduğu için midir yoksa asker ortadan çekilse de böyle olacaklar mıdır bilinmez birbirlerine rahatsızlık vermiyorlar. Hayırdan anlıyorlar ve her daim gülüyorlar.

* Kimse kimseyi keseceğim diye pozlara girmiyor. 

* Gerçekten çalan müziği dinliyor, eşlik ediyor hem ruhlarını hem de bedenlerini serbest bırakıyorlar bu insanlar. Yılların verdiği özlem midir bilinmez ama güzeller be kardeşim... Özlemişiz böyle fütursuzca dans etmeyi. "Dur oram böyle görünsün", "Aman dans ederken elimi şöyle kaldırıken , evet evet tam da o anda şu barda duran, parası da bokmuş gibi görünen adamı keseyim", "kısa giydim mutlaka totomu göstermeliyim, onun için domala domala dans edeyim", "elime içkimi alayım da hatun seçeyim", "kolumu bara dikeyim de milyonluk saatim görünsün, namım yürüsün" tripleri yok oralarda. İşte bunun için meşhur olmuş bence Beyrut geceleri. Dans ediyor bu insanlar. Sadece dans ediyorlar ve gerçekten eğleniyorlar. Yoksa inanın büyük şehirde yaşamış hele ki İstanbul'un, Avrupa'nın gece kulüplerini görmüş insanlar için barları ve kulüpleri minicik kalıyor. Çok  meşhur bir  mekanları var misal, adı da  BO18. Biz bir heyecan gittik, koşa koşa. Anaam ne görsek bildiğin yüzme havuzu büyüklüğünde bir mekan. Tıka basa dolu. Öyle bir anlatılıyor ki devasa bir yer bekliyorsun. En azından o kadar küçüğünü beklemiyorsun ama küçük işte. Gel gör ki içeride öyle bir enerji, öyle  güzel bir ortam var ki çalan DJ bile yerinde durmuyor, dans ederek müzik yapıyor. Kasım kasım kasılmıyor yani...

* Garsonlar, barmenler Türk'lere bayılıyor. Hele ki 3 Türk kızını bir arada görünce önünüzden shot kadehleri, içkiler eksik olmuyor. Denemediğiniz içki kalmaması adına çalışıyorlar resmen. Bu güzel bi şey tabii kii :)))

 Biz barmenlerle acayip bir hikayeye bile dahil olduk. O olayı ayrıca anlatmak istiyorum ama.
Hem mekanların isimlerin yazacağım hem de bu hikayeyi yazacağım.

Bak gördünüz mü ben neden gittiğim sehayatleri yazmıyorum. Gezmeye bayılan ben. Gezdiği her yeri böyle ıncık cıncık yazmak istiyorum çünkü. Bitmek bilmiyor minnacık Beyrut bile ....

Olsun kendim için ayrıca notlar tutuyorum ama:))




6 yorum:

Kırmızı Çizmeli Kedi dedi ki...

B018'e gittin mi bacım onu de hele... Kebapların dadını annat. La alışveriş yapaydın biraz da:)) Dur bakim gelecek yazıyı bekliyorum:)

Cincüce Banu dedi ki...

Ama bak şimdi yine bir parmak bal çalıp gittin. Haydi, haydi garsonlu hikayeyi de anlat! Merakta bırakma :)

A-H dedi ki...

bekleye bekleye kok saldik yahu yazinin devami nirde ;)

NzN dedi ki...

kedi,
bo18 e gittim tabii ki :) oynadım, oynadım ve çıktımm...alışveriş yapacak hiiç bi şeycik yok ki!! votka aldım geldim :)

banu'cum,
garsonlu hikaye film sahnesi gibiydi, yazacağım ama uzun uzun beyrut yazılarından baymayayım diye araya farklı konular da aldım cici...

A-H'cim,
ahahaha araya farklı konular aldım, bayıldık beyrut okumaktan diye ama onu da yazacağım :)

Kırmızı Çizmeli Kedi dedi ki...

len beyrutta alışveriş merkezinden bol bişi yok. gözün gördüğü heryer marka dolu. bula bula bi votka mı buldun. pehaaayt ben olacaktım ki yedi senelik gardrobu düzer gelirdim hehehe (tabi ben olacaktım bi de para olacaktı ki şu aralar pek yok:)

NzN dedi ki...

kızım o alışveriş merkezlerinde uuçuk uçuk markalar bi o kadar uçuk rakamlara satılıyor. ben de oralardan bi şeyh bulamadıgıma göre :)
ayrıca bizden farklı bi halt yok o yüzden taşımak saçma... votka iyidir votka....