12 Oca 2012

İşi Bırakmak mı? Evde Oturan Anne Olmak mı?? Bilemiyorum...

Dün inanılmaz yoğun, bir o kadar da stresli ve yorucu bir gündü benim için. Akşam eve girdiğimde saat 9 olmuştu ve ben yorgunluktan yemek yiyecek gücü bile bulamıyordum kendimde. Normalde olsa bi parça peynir-ekmek yer ve yatardım ama insan içinde bir bebe taşıyınca o güzel totosunu kaldırıp mecburen adam gibi yemek yeme gereği duyuyor. Hamile kaldığımdan beri bu kadar ayakta kaldığımı, bu kadar sinir olduğumu hatırlamıyorum. En son sokakta yürürken gözlerimden yaşlar süzüldüğünü farkettim. Hepsi sinir bozukluğundan. 2 kadının itiş kakışının arasında kaldım resmen. Birinin dediğini öbürü istemez. Diğerinin dediğine de öbürü burun kıvırır. Biri etek alalım derken öbürü de pantolon diyordu. Gerisini siz düşünün. Kendi aralarında da konuşmuyorlardı. İletişimleri tamamen benim üstümden gitti 2 saat boyunca. Bir onu ara, bir bunu ara derken ben cinnetin eşiğine gelmişim de farkına varamamışım.
Sonunda canıma tak etti de olaya müdahale edip, işi sonlandırdım. Fakat işi sonlandırma noktasına gelmem tam 7 saatimi aldı. Bu 7 saatin de en az 5 saatinde ayakta olduğumu düşünürsek ağrılarımın sebeplerini anlayabilirsiniz sanırım. Belim ve kasıklarımdaki ağrı beni öldürmek üzereydi. Bugün de devam ediyor ağrılar.
Neyse canlar cinler ben dün bunları yaşarken hamileliğin sonuna kadar çalışmamaya karar vermiş bulunmaktayım ve hatta sanırım bu ay sonunda işi bırakıp 3-3,5 ay kadar kafa dinleyeceğim. Bebe insanından önce bana, sadece bana ve kocama kalacak son aylar olduğu için ikimiz de bu zamanların tadını çıkarmak niyetindeyiz. Onun da seyahatleri bittiği için evden sadece bilgisayar ile işlerini halledebiliyor.
Bu kararı almak benim için kolay olmadı. Çünkü doğumdan sonra da bir müddet çalışmayacağım. Daha önce bahsettiğim alternatif kolları devreye sokup, şansımı orada deneyeceğim. Böylece hem bebemle vakit geçirme şansım olacak hem de bu dönemi fırsat bilerek denemek istediklerimi denemiş olacağım. Bambaşka bir dönem beni bekliyor anlayacağınız. İçimde hem kocaman bir sevinç var hem de korku. Normal midir bu korku sizce? Yıllardır hayatımda "böyle işsiz güçsüz bir dönem olsa da ahhhh ahh bi çalışmasam" der dururdum. "Aha işte al sana fırsat kadın!! Daha neyin korkusunu yaşıyorsun??" diyorum. Fakat diğer taraflardan birileri hortlayıveriyor "Ulan hani iş kadınıydın sen?? Hani aktif hayat seviyordun? Ev kadını mı olacan şimdi de bakalım??" diye dürtüveriyor beni. Cevabım net. HAYIR. Ev kadını falan olmayacağım. Yani bir dönem öyle olacağım belki ama uzun vadede değil. Kolumun altına bebeyi alıp gezme-tozma planlarındayım. Zira karı-koca hayatımız bunun için müsait olacak. Daha öncesinde benim iş tempom buna izin vermiyordu. Heyecanlanmıyor değilim ama yine de evet yine de korku var oralarda bi yerlerde. Bu endişeden dolayı hala "bu ay sonu bırakayım artık ben" demedim. Diyemedim. Var mıdır bu dönemden geçenler içinizde? Ben bilirim ahhh biliriiiim diyen, bir destek olacak yok mudur oralarda?? Normal midir tüm bu duygular, korkular en önemlisi??




17 yorum:

İçimden Geldiği Gibi dedi ki...

Çok zor,hayırlı kolaylıklar içinde bir doğum dilerim.

plndrkn dedi ki...

Allah kolaylık versin canım, hem uğraştığın insanlar için hem de içine sinen kararlar alabilmen için...
Bebek işin içine girince yapmam denilenler düşünülüyor, olmaz denilenler oluyor sanırım. Ben daha bu safhalara gelmemiş olsam da gözlemlediğim kadarıyla işler öyle yürüyor :)
Sen de bence üzerine çok düşünmeden yaşa, zaten hayat çok uzun değil bir de kendini "hani öyleydi hani böyleydi" diye sıkma. Bu gün böyle yarın ne olur bilinmez. Rahat ol, kendinin, kocanın ve bebinin keyfini çıkar :)

battodol dedi ki...

hayat kadınlara zor be anacım, ne yapsak aklımız bir diğerinde kalıyor ama bence korkma hiç canım.
bebeğim olmasa da, bu süreçlerden henüz geçmemiş olsam da bence bebeğinle geçireceğin vakitlerden değerli olamaz hiç bir şey. Stresli stresli yorgun argın geçireceğin bir hamileliktense zevkle huzurla geçireceğin bir hamilelik bence en iyisi, madem fırsatın var bunu değerlendirmelisin. öperim :)

Meyra dedi ki...

her gün bebişini ve seni üzeceklerşndense ikinizde üzülmeden dinlenin bence şimdilik doğru bir karar vermişsin canım..Ama sonrası için bilemem çünkü anne değilim.Bu işi tecrübeliler cevaplasın;)

terspabuclar dedi ki...

7.ayın ortasına kadar çalıştım.sonra oğlum 1,5 yaşına gelene kadar tek tük bir kaç saatlik şeyleri saymazsak çalışmadım.her anını görüyüm istiyordum herşeyi ben öğretiyim.aramızda yıllarca kopmayacak bir empatimidir nedir o gelişti ben gözünden bi öksürüğünden 2gün sonrasını anlar oldum.sonra bi ara kreşe gitti ama ben onsuz yapamadım şimdi ofiste ben çalışıyorum oda uyuyor:)arası 3dk lık yol olan evimizle ofis arasında gidip geliyoruz.hayat onunla güzel...

... dedi ki...

Bu güzel haber!!

Eminim hem bu stresli dönemden sonra dinlenmek iyi gelecek, hem de uzun zamandır istediğin ama vakitsizlikten ertelediğin planlara vakit ayıracaksın. En güzeli çocuğunla doya doya vakit geçireceksin. Daha ne olsun. İçin rahat olsun. Bence çok güzel olucak^^

Pilli Petro dedi ki...

benden sana anca kabus çıkar bu konuda o yüzden susuyorum :))

güzel dinlen keyfini sür o halde :D

Adsız dedi ki...

ev kadını olduğuna pişman olduğun anda işe dön derim.

Demet dedi ki...

Bence ilerleyen gunlerde iyiki birakmisim diyeceksin. Ben 6.ci aydan sonra cok zor gittim ise. Cok daha cabuk yoruluyordum. Bir de stres bebeginin gelisimi icin de iyi degil.

Cincüce Banu dedi ki...

Yok öyle bir şey. Gönül rahatlığıyla bırak. Ekonomik olarak da üstesinden gelebiliyorsanız düşünme bile. Hem evde sıkılmak ne demekmiş? Ben yıllardır evden çalışıyorum (geçen seneki bir yılı saymazsak). Evde o kadar çok şey yapıyor ki insan, sıkılacak vakit kalmıyor. Hatta bazen bir gün 24 değil de mesela 36 saat olsa diye düşünüyorum. Bulursun yapılacakları. Hem sen değil miydin başka planlar? İşte o planlar senin "tamam" demeni bekliyorlar. Küçürük minirik de sana eşlik eder doğunca. Rast gele cicim!

Sittirella dedi ki...

Çok samimi olacağım, hatta bu konuda iki gündür yavaş yavaş yazıp taslakta tuttuğum, bir iki güne yayımlayacağım bir gönderi var.
Özet geçiyorum; bir çift bebek sahibi olmaya karar verdiyse, annenin -eğer işini bir süre askıya alma şansı var ise- enerjisini, sevgisini, ilgisini elinden geldiğince bebeğine ve kendine vermesi taraftarıyım.
İş... iş... eee?
İş dediğin; hayatının hatrı sayılır bir bölümünü, özellikle de en genç, en verimli, en dinamik dönemini para karşılığı kiralamak demek.
Sağlıklı bir hamilelik yaşayıp, bebeğine sevgi dolu, anne kokusu dolu bir bebeklik bir yaşatıp, dinlenip daha sonra istiyorsan iş hayatına dönmek değil midir doğal olan, olması gereken?
Bence ay sonunu beklemene gerek yok.
Kendine acımıyorsan, yaşadığın stresin en çok zararı vereceği bebeğini düşün.
Bırak şu tükürdüğümün işini, uzat bacaklarını, al battaniyeni üzerine, bitki çayı iç-kitap oku, bol bol müzik dinlet bebeğine ve uyu.
Dünyayı kurtarmayacaksın.
Yorumlamam bu gaddan :)

A-H dedi ki...

kesinlikle hamileligin son aylarinda ve bebisin ilk zamanlarinda ev kadini olmak iyi fikir, ama arayi uzatip ev hanimligina alisma derim ;) nacizhane tavsiyem :))
operim seni de bebisi de ;)

findikkurdu dedi ki...

Selam, Hayat çok da hesap kitapla yürümüyor. İçinden geldiği gibi yap. 7 aylık hamileyken işi bıraktım bebeğim şu anda 20 aylık. Nasıl yaparım ederim vs diye insan biraz sıkılıyor bocalıyor ama "gittiği yere kadar" modunda olunca bir rahatlama geliyor, gevşeme mutluluk hissi. Bence tadını çıkar. Zaten bebeğin ilk aylarda sana ihtiyacı var. Bu ayrıcalığı kendine ve bebeğine göster. Hem bebeğine annelik yapmanın zevkini tat. Hemde bebeğine anne sevgisini almanın ayrıcalığını yaşat. İş zaten oluyor.Çalışmak istediğinde uyugun ortamı hazırlar işe de ona göre başlarsın. İçinden geldiği gibi karar ver bence şu an için.

NzN dedi ki...

hepinize ama hepinize çook çook teşekkür ediyorum güzel yorumlarınız için...
gerçekten de denerim ve olmazsa, yani evde durmayı beceremezsem kalkar yine çalışırım, di mi ama ? :))

CEPAYNASI dedi ki...

NzN,
26 yıl çalıştım...
emeklilik kararını verirken böyle gelgitler,korkular yaşadım...
ve emekli oldum!
şimdiki klım olsa 20.yıl dolar dolmaz emekli olurdum:)
inan hiç pişman olmazsın,hele de bebek varken:)

sevgiler....

Selen dedi ki...

Gecen hafta vizyon ve strateji ile ilgili uc gunluk bir kamptaydim. Vizyonu nasil belirlememiz gerektigini su sekilde ogrettiler bize: once zaman dilimini belirliyorsun, sonra eline kagidi kalemi alip 15-20 dakika hayalini zorlayip, gonlunden gecen herseyi kagida dokuyorsun. Daha fazla zaman harcayinca rotuslamaya, duzeltmeye basliyorsun cunku, oysa istenen hayalgucunun dizginsiz hali. Sonra yazidigin okuyorsun, icinde biraz KORKU belirmiyorsa, otur bastan yaz diyorlar. Yani gelecek hayallerinin seni biraz korkutacak, yoksa zaten elde edecegin seyleri hayal ediyorsun demektir. Risk olacak ki, ulasacagin nokta da daha yukarilarda olsun.
Ozetle diyorum ki, korkman normal, dogru yolda oldugunu gosteriyor. Geri adim atma, gelmek istedigin yeri dusun ve ordan geriye gelerek hedeflerini koy. Ve merak etme, bebek gelince zaten istemesen de gayet aktif bir yasantin olacak :)
hersey cok guzel olacak, icini ferah tut.

NzN dedi ki...

selen,
ne kadar da güzel bir yorum olmuş bu böyle...
"korku varsa doğru yoldayız" demek ki benim yolum da doğru zira garip, daha önce hissetmediğim bir korku var içimde.
Biraz önce bu ay sonunda işi bırakacağımı söyledim bile :))