12 Tem 2010

keresteci senin, yapı market benim, seramikçiler de ikimizin olsun sevgilim...

Bu haftasonu ciddi bir koşturmaca ile geldi geçtii...
Cuma akşamı o yağmurun altında balkonda mangal keyfi ayrı bir güzeldi. Hoş sohbet, bol şarap, deli gibi yağan yağmur pek tatlı geldi. 2'ye kadar balkonda takılıp oradan da direkt yatağa attık kendimizi. Zira cumartesi sabah 10:30'da ustalarla buluşmamız, gidip malzeme bakmamız gerekiyordu. Sürünerek çıktık yataktan doğal olarak.
Yaptıran bilir. Ev yaptırmak öyle kolay iş değilmiş anacım. O kadar seçeneğin arasından sadece 1 tanesini yaptırabilecek olmak can sıkıcı. Keşke yılda 1 defa banyo seramikleri değiştiriliyor olsa. 2 yılda bir de mutfak dolapları :) O zaman farklı farklı tarzları deneme şansımız olurdu. Güzel olmaz mıydı?
Mutfak kafamda şekillendi. O konuda gayet netim aslında. Bir tek ada stand koydurmalı mı koydurmamalı mı kısmı var o kadar. Fakat mutfak ne kadar kolay olduysa banyo o kadar zorlar hale geldi beni. Netleştiremiyorum kafamda. Daha doğrusu farklı 2 tarz arasında gidip geliyorum, kararsızlık...
Neyse benim için pek kolay değilmiş bu işler onu keşfettim. Bir kere öyle tek tek malzeme bakarken hangisinin hangisiyle uyumlu olabileceğini dipdibe koymadan anlayamıyorum ben. Yokmuş öyle bir gözüm yeni öğrendim... İlla yan yana koyacaklar o zaman olur mu olmaz mı karar veriyorum. Olur diye düşündüklerimde bile hala soru işaretlerim var.
Seramik camiası pek bir kokoş bir o kadar da kıro olmuş bence. Her yerde allı pullu, morlu dallı, kuşlu böcekli desenler var. En basit, en sadesi olsun diyorsun bu sefer de üstüne sedef atmışlar.

Banyo duvarları için mat, kırık beyaz seramik istiyorum. ne kadar basit geliyor kulağa di mi? Meğer ne çok şey istiyormuşum ben. Yok anacım YOK! Piyasada bu maldan Y-O-K!! Aslında bir kaç yerde buldum ama onlar da özel seri üretim olduğu için fiyatları uçuk. Öyle bembeyaz şeye de o kadar para vermem wallaha! İçime oturur benim. Zaten öyle deli gibi harcayacak bir para da yok. Adımlar hep hesaplarla atılıyor. Kocaman bir kredi borcu bizi bekliyor da canlar cinler:)
Kağıthane, Tepeüstü ve Ümraniye taraflarını tek tek dolaştık ve hemen hemen bütün markalara baktık. Kırık ve mat beyazı sadece ve sadece Uşak Seramik'te gördüm. Marka olarak nasıldır pek bilmem. Varsa bilen yazıversin bi zahmet. Onlarda da var olmasına var ama yeterli miktarda kalmamış ellerinde.
 
Başka nereye bakmak lazım seramik için yok mudur bilen?? Bi el atıverin şu biçare yavruya...

Hiç yorum yok: