Yeri gelmişken bir kaç örnek vereyim hemen isterseniz:
- Deli gibi yemek yapabilirim ama bunları makineye yerleştirme konusunda tembelim.
- Hadi diyelim makineye de yerleştirdim ama yıkama bittikten sonra onları dolaplara yerleştirme konusunda tembelin önde gideni bayrak sallayanıyım.
- Bir dünya çamaşır yıkayabilirim ama bunları toplama ve ütüleme konusunda tembelim( aaa lütfen sadece makine yıkamıyor ki makineye kadar götürüp,iş bitince de onları asan biri var burada!).
- Evi derler toplarım ama temizleme konusunda tembelim.
Her evin kesin bir Dursine Abla'sı vardır. Yoksa da acilen edinilmelidir.Böyle birinin hayatınızda var olduğunu bilmek şahane! İmdat dediğin anda Dursine Abla kocaman gülümsemesi ve kocaman göbeği ile beliriverir karşınızda. Hele hele evden çıkarken sen "Dursine Abla'cım bak canım şimdi ben eve bunları bunları yaptım, ben rezil biriyim ama sen bi de şuralara bakıverseen..." derken çaatt diye lafını bölmesiyle " hadi hadiii git artık başımdan, git işine gücüne bak sen, ben neler yapacağımı bilirim" dedimi kocaman bir ohhh çekerek gidersin işe. Akşam eve gelince bir bakmışsın ev bal dök yala. Mis gibi bir kokuyla açarsın kapıyı, çamaşırlar yıkanmış, etrafta kirli çamaşır yok ve bulaşık makinesi de bomboş( olleyy), ütüler yapılmış, dolaplar toparlanmış, askeri nizam söz konusu her yerde, perdeleri açarsın ohhhh camlar da silinmiş (ben bugün çıkarken artık griye çalıyordu camlarım) hatta ve hatta buzdolabı düzenlenmiş bir de yemek pişirilmiş.
Şimdi buraya kadar olan kısım şahane di mi? Hatta bazılarınızı çatlatmış bile olabilir. Durun durun hemen kıskançlık yapmayın Dursine Abla'nın artılarının yanında bir de ciddi ciddi insanın aklını evde bırakan, durup durup "bi kere daha mı arasam acaba?" dedirten yanları da yok değil hani.
Şimdiye kadar ailecek Dursine Abla ile yaşadığımız maceralardan bir kaçını aşağıda yazıyorum, bakalım hala çatlatabiliyor muyum sizi ?!
- Genelde o gelmeden ben evden çıkmış olduğum için iletişimimiz post-it yoluyla oluyordu. En azından post-it sadece benim için bir iletişim aracıydı. Dursine Abla bir keresinde post-it yerine çalışma odasında duvara yapıştırdığım Tema'dan gelen sertifikamın arkasını kullanmayı tercih etti.Onu da ben rahatça görebileyim diye kapıya yapıştırmış( hala saklarım ).
- Yine Dursine Abla'nın geldiği günlerden birinde işten çıktım koşa koşa eve gidiyorum. Ev tertemiz ya pek hevesliyim kendimi eve atmaya. Eve girdim -evet o şahane temizlik konusu var etrafta-, genel bir kontrolden sonra balkonda asılı çamaşırların yanında pek sevdiğim nevresim takımının bir parçasını gördüm. Yıkanıp da kurusun diye asılmış da değil ayrıca. Kesik kesik her bir yeri. Hemen aradım Dursine Abla'yı. Cevap: "heee yaaben kestim de yeni toz bezi yaptım kendime ondan, pek de güzel sildi kıızz". Şimdi ölür müsün yoksa öldürür müsün? :)
- Ablamın eşi sabah evden çıkarken Dursine Abla'dan rica etmiş "benim şuradaki 2 ayakkabımda leke var onları bi silebilir misin ?" diye. Dursine Abla'nın cevabı " kuzum beniimmm tabii ben onları tertemiz ederim sen merak etme, hadi işine git rahat rahat". Akşam ablamın eşi eve geliyor ve işe giderken bıraktığı iki ayakkabıya bakıyor.Sabah ayakkabıların biri gri diğeri de lacivertmiş. Karşısında duran ayakkabıların ikisi de mavi desenli. Klasik hemen Dursine Abla aranıyor, cevap: "heee kuzuumm ben sildim onları ama baksana çıkmadı bi türlü, her yere yayıldı". Almış bezi birinin lekesini diğerine bulaştıra bulaştıra silmiş hatun. Dursine Abla bir müddet ablamların evden uzaklaştırma cezası aldı bu olay üstüne...
- Benim evde kendince eski gördüğü eşyalarımı birilerine verdi.
- Bunlar eskimiş artık diye kaç kıyafetim parçalanmıştır ellerinde bilmem.
- Evimin şeklini bile değiştirmeye kalkıştı bi aralar, gerisini siz düşünün...
Ben sabah çıkarken "aman sakın ha bir şeyleri kesme, atma, saklama" diyerek çıktım.O da beni yine kovaladı evden "ben işimi biliriiimm, hadi sen işe".
Ben şu anda işteyim, Dursine Abla da evde. Akşama beni neler bekliyor acaba?
6 yorum:
:DDD koptum, çok yaratıcı hatunmuş! ama ben çok hoşlanmıyorum evime bu kadar karışılmasından. benim de Bahtiyar'ım var İstanbul'da. burada her işi kendim yaptığım için Bahtiyar'ı da annem kadar özledim desem yalan olmaz, sadece abartı olur :) ama 10 numaradır, 8. katta cambaz gibi cam siler, beni deli eder! ama düzenime karışmaz, bir şeyin yerini değiştirecekse listeler bana, şunu şuraya koydum, bunu böyle yaptım diye. çok özledim kendisini valla :)
Aslında Dursine Abla da karıştığını düşünmüyor.Tamamen destek amaçlı, zaten böyle olduğuna inanmasam kapımdan içeri almam. Bir ara da anne&kız birlikte geliyordu bana.Bak onlar benim evimin şeklini tamamen değiştirmişti.Yatak odası da dahil.Doğal olarak onları son görüşüm olmuştu :)
Bahtiyar da bir "Abla" mıdır peki?Kedi gibi bilmem kaçıncı katlarda camları siliyorlar ya deli oluyorum! walla camlar siyah olsa belki denerim camları silmeyi.Tembellik hakkı benim değil mi?! :)
Bahtiyar benden 1 yaş büyük sadece, abla değil ama sağlık sorunları olan çok tatlı bir kız çocuğu annesi ve çok calışkan bir kadın! Belki de genç olduğu için o kadar rahat yapabiliyor o cambazlıkları, ben yine de her cam silme töreninde (evdeysem)eteklerine yapışıp hadii bitmedi mi daha diye histerik çığlıklar atıyorum!
Benim Hacer vardı. Pire gibi kadındı. Her işi hakkıyla yapardı hem de çabuktu eli. Neyse uzun zaman geldi bize, 2 yıl belki. Bir gün eve geldim. İşini bitirmiş, çamaşır makinesinden yıkanmış birşeyler alıyor. "Hah" dedim "iyi yaptın bezlerini yıkamakla" . "Hee" dedi gülerek. "Yarısı boş kaldı senin beyazları da atıverdim, boşa dönmesin diye" (!!??!!???)
Allahım, iç çaşırlarımız, masa örtüleri falan yer bezleriyle yıkanmış!!! :((
OİP'cim hoş geldinn:)
Bu familyada var demek ki bu arıza genel olarak.
Kadıncağız tasarruf yapmış ne güzel bir de yaranamamış üstüne.2 defa makine çalıştırmaya ne gerek var di mi ama!
Hoşbulduk:))
Ya sorma:) Daha neler vardır da , bu ilk aklıma gelen:)
Yorum Gönder